15 Eylül 2008 Pazartesi

fikirlerle doluyum


son zamanlarda etrafımızda pek çok şey yaşanıyor, elbette kafam herşeye olduğu gibi bu yaşanan olaylarada takılmıyor değil.. :) insanlar birbirlerini yanlış tanıyor buna hakikaten çok sinir oluyorum, yaşlılara yaşından hürmet küçüklerede küçükler diye orta yaşlılar tarafından palavradan hareketler doğuyor, harbiden düşününce çok saçma sapan şeylerle oyalandığımızı düşünüyorum... hobileri olmayan boş boş insanlarla üremeye devam ediyoruz. yaşadığımız hayat cidden çok kısa ve tatlısındansa acısı bol, ama değişiklik yapmaya ne maddi ne manevi kimsenin olanağı yok, buda beni hüzünlendirmiyor dersem yalan olur, hani derlerya dünya kadar paran olsa napardın? kimi der arabalar yatlar katlar alırdım kimi der insanlığa yardım.. acaba hangisi daha gerçek geliyor???? çok merak ediyorum varmı acaba kendine ayırmadan parasını dağıtabilen, dürüstçe söylüyorum en az bir evim bir arabam belki b irde yazlığım olmadan kolay kolay para dağıtamam.. çünkü belli bir varlığa ulaşınca onları idare eden adam herşeyi idare edebilir demektir çok lüks olmasa bile devam edebilir demektir... ozaman zaten insandan insana değişen bir lüks durumu olduğuna göre, dünyayada yardım edilebilir yanılıyor muyum? ayrılıklar üzüntüler aşklar mutluluklar evlilikler bebekler herşey herşeyin kıymetini bilmek sık sık şükretmek çk mutlu olmadanda biraz bile olsa sevinebilmek... bunlar bizi yükseltmek için az ama ilerisi için az değiil....:) bir tebessüm belki bir gülücük ve binlerce gülümseme = mutlu insanlar

kalabalıkta yalnızlık

kalabalıkta yalnızlık

nasıl bir zamanın jeneresiyiz sizce?
etraf insandan geçilmiyor,,, ama kimse geçinemiyor,
mutlu mutluyken mutsuz dahada mutsuz öyle değil mi?
sevgiliniz yokken parklar bahçelerde hep çiftler koklaşır, benim neden bir sevgilim yok diye düşünürken yanınızdan el ele tutuşan bir çift aşık geçer,,, sürekli olmadık zamanda olmadık şeyler çıkar karşımıza...

çok can sıkıcıdır milyar insanın yaşadığı bu ülke, şehir hatta mekanda yalnız kalabilmek...

erkek ve kızlar sayılımı acaba diye düşünür insan, yada erkekler söylenir bütün iyi ve güzel kızların soyu tükendimi? ve en çok kızlar konuşur, bu erkekler nerede? böyle erkek kaldımı ki?....

nasıl beceriyoruz yalnız kalmayı?
kendimi örnek vermem gerekirse benimki hakikaten çok kolay oldu.
ama benim bir suçum yoktu..
hiç istemedim ama mecburiyet yokmu..

çok irdelemeyelim ama şöle özet geçebilirim, istemedim evet yalnız kalmak güzel birşey kimi zaman ama aradığınız insan veya ideal insan karşınıza çıkınca yalnızlık acı vermiyor onsuzluk acı veriyor..

biz yürütsek bile bazı dış etkenler (benim için son derece dışlar) sebebiyle yürütülememiş bir durum sonucu ben yalnız kaldım..

başta zordu ama zamanla alıştım,
şimdi bir şekilde hayata devam ediyorum belki aranmadığımdandır etrafıma pek çok yakışıklı çıkıyor ;)

ama aransam bir tanesi olmazdı eminim:D

şimdi merak ediyorum neden istediğimize sahip olamıyoruz
?

tamam çok fakirle çok zengin, çok yakışıklıyla çok güzel, çok akıllıyla çok
şapşal ve bunlara benzer pek çok ilişki hem çok riskli hemde çok istisna olur diye düşünüyorum,, derler ya
davul bile dengi dengine, o yüzden beklentimizi iyi ayarlamamız lazım yoksa her isteyenin istediği olsa başa çıkılmaz, şöyle düşünün çok güzel bir kızınız var anne veya babasınız bir adam onu istiyor ama nasıl çirkin nasıl varlıksız.. boş küme üstelik bir yaptığı ettiği de yok yapabilecek durumda olmasına rağmen, ve sırf istediği için kızınızı elde edecek buna hayır demezmisiniz? bence dersiniz... bende bundan söz ediyorum işte, eğer uyumu yakalayabilcekseniz keşke olumsuzlukları yokedebilecek bir kaynak bir sihir bulunsaydı...



umutlu olmak ne güzel şey



vah bize vah geride kalan olmak ne zor şeymiş... birini beklemek veya son giden olmak ölümden betermiş... herkes birilerini bekler, avrupadaki yakınlarınızı,masterdan gelicek kızınızı,uzak doğuya keşfe giden torununuzu,askerden gelicek oğlunuzu,balayından dönücek çocuklarınızı,ve en zoru giden sevgiliyi beklemek... duvarlar üstüne üstüne gelir insanın. sanki her iyi laf kötü gelir kulağınıza, kaşlarınız çatılır,auranızı hüzün kaplar,boğulur insan etrafı milyonlarla dolu olsada.... beklemek veya son giden olmak öldürür insanı o anda.. ama birde işin umut kısmı vardır, her köşe birbirinden güzeldir işte o an çünkü içten içe hissedilendir evetler,çok güzel olucaklar,sevinçler.... sonuç hep umuttur. unutmanın sağ elidir umut, her karanlıkta vardır umut.. hatta yaşamamızın en büyük sebebidir umut... güçsüzü güçlü kılandır umut, fakiri zengin yapan,çirkini güzel yapandır. ve bekleyeni oyalayan oyalarkende mutlu kılandır umut. şimdi bende umut doluyum, karanlıkta olduğumdan değil ancak bekletenim olduğundan, ve umut endorpine le doludur, ışık saçar,yüzü gülümsetir,uykusuzluğa iyi gelir :) beklemek ve yapayalnız kalmak ne kadar zorsa, umutla beklemek ve umudunuzu perçinlemek o kadar kolay ve b okadarda güzeldir. çünkü kimse kötü umut beslemez, herkesin umutları eşsizdir güzeldir, umutlarımızla yol alıyoruz, ilerliyoruz. ve şimdi bende o umut denizindeyim, en güzel umudumsun y.